8 Mart Dünya Kadınlar Günü

Merhaba Sevgili Ben derim ki… Ailesi,

8 Mart Dünya Kadınlar Gününe yaklaşırken NG Araştırma olarak kadınlar, erkekler ve toplumla ilgili bir kamuoyu araştırması yaptık. Araştırmamız 14 – 24 Şubat 2020 tarihleri arasında Türkiye genelinde 18 yaş üzeri, farklı sosyo-ekonomik gruplardan 2257 kişinin katılımı ile online araştırma platformumuz benderimki.com üzerinde gerçekleştirildi. Toplumumuzla ilgili birbirinden önemli konulara ışık tuttuğumuz araştırmamızın sonuçları yazımızın devamında.

Ev işleri paylaşılıyor mu?

Geleneksel olarak ev işleri kadına ait olarak görülür. Fakat yakın tarihte kadınların eğitim olanaklarının artması ve iş hayatında daha çok yer almaları, ev işlerinin geleneksel sorumluluğunu nasıl değiştirdi?

Katılımcıların %71’i ev işlerinde sorumluluğun paylaşılması gerektiğini düşünüyor. %27’si ise sorumluluğun kadına ait olduğunu belirtirken, erkeklerin sorumlu olduğunu belirtenlerin oranı sadece %2.

Eve parayı kim getirmeli?

Ev işleri sorumluluğu konusunda, bilinç altımıza yerleşen bir genellemenin, toplum üzerinde yavaş yavaş değiştiğini gördük. Ülkemizdeki geleneksel aile yapımız, babayı para kazanan, anneyi de ev işleriyle ilgilenen kişiler olarak ön plana çıkarıyor. Peki, para kazanma sorumluluğunun kime ait olduğuna dair bir değişim var mı?

Katılımcıların %65’i para kazanmanın ortak sorumluluk olması gerektiğini belirtirken, %35’i ise bu sorumluluğun erkeğe ait olduğunu ifade ediyor. Konuya derinlemesine baktığımızda 18-24 yaş arasındaki katılımcıların %75’i para kazanmanın ortak sorumluluk olması gerektiğini belirterek gelecek yıllarda bu konuya bakışın daha da değişeceğinin işaretini veriyor. Hayatın müşterek olduğuna yeni nesil herkesten daha çok inanıyor.

Kadın – Erkek eşitliği hayal mi gerçek mi?

Kadın-erkek eşitliği yakın tarihte daha ön plana çıkmış konulardan biridir. Ülkemiz kadınlara oy verme hakkını sağlayan ilk ülkeler arasında yer alıyor. Ama günlük hayatımıza baktığımızda eşitlik lafta mı kalıyor yoksa gerçekten var mı? Ülkemizde anayasanın 10. maddesi gereği kanun önünde kadın ve erkekler eşit haklara sahiptir. Ama katılımcıların günlük hayattaki düşünceleri biraz farklı.

Araştırmaya katılan her 10 kişiden 8’i ülkemizde kadın-erkek eşitliği olmadığını düşünürken, 2’si ise eşit olduklarını düşünüyor. Sadece kadın katılımcıların cevaplarına baktığımızda eşitlik olmadığını düşünenlerin oranı neredeyse her 10 kişiden 9’u.

Fiziksel şiddetin boyutları

Ülkemizde son senelerde gündeme daha çok yansıyan ve üzerinde durulan en üzücü olaylardan biri eşin veya sevgilinin kadına uyguladığı ve cinayete kadar gidebilen fiziksel şiddet. Bu aşamaya gelene kadar kaç kadın uğradığı şiddete sessiz kalıyor? Kaçımız bu tür olayları yaşadık? Bu sorulara araştırmamızla ışık tutmaya çalıştık.

Araştırmaya katılan her 5 kadından 1’i eşi veya sevgilisi tarafından hayatında en az bir defa fiziksel şiddete uğradığını söyledi. Erkeklerdeki oran kadınların yaklaşık 3’te 1’i kadar.

Fiziksel şiddete maruz kalan katılımcılara yaşadığı durumu kısaca anlatmalarını istediğimizde en çok uygulanan fiziksel şiddetin tokat olduğunu görüyoruz. “Ve” kelimesinin oldukça sık kullanılması birden fazla şekilde şiddete maruz kalındığını da gösteriyor. Ayrıca araştırmanın bütününe baktığımızda görüyoruz ki fiziksel şiddetle beraber psikolojik şiddet de oldukça sık uygulanıyor.



Fiziksel şiddete maruz kalan her 10 kişiden yaklaşık 4’ü bunu kimseye söylemiyor. Her 10 kişiden yaklaşık 4’ü ise anne, baba ve kardeşi gibi 1.dereceden akrabalarıyla bu durumu paylaşıyor. Aileden sonra en çok paylaşılanlar ise yakın arkadaşlar oluyor. Her 3 kişiden 1’i yakın arkadaşlarıyla bu durumu paylaşıyor.

Fiziksel şiddete maruz kalanların, bunu engellemek için neler yapabileceğini ve nerelerden destek alabileceğini biliyor musun? Araştırmaya katılan her 4 kişiden yaklaşık 3’ü bildiğini belirtti. Bu oran kadınlarda, erkeklere göre biraz daha fazla. Diğer taraftan bu bilgiye sahip olanların oranı, fiziksel şiddete maruz kalmış kişilerde, şiddet görmemiş kişilere göre biraz daha az. Sonuç olarak genel resme baktığımızda, her 4 kişiden 1’inin hala bu konuda bilgiye ihtiyacı olduğunu görüyoruz. Kamu spotları bu açığı gidermekte yardımcı olabilir.

Fiziksel şiddete uğradığımızda neler yapabileceğimiz ve nerelerden destek alabileceğimizle ilgili bildiklerimizden oluşturulan sözcük bulutu


Psikolojik şiddet ne boyutta?

Genelde psikolojik şiddet bağırıp çağırma, küfür etme, kişiyi yetersiz hissettirme, küçük düşürmeye çalışma gibi olaylarla meydana gelir. Kişinin sevdiği eşyalara zarar vermek ve kişinin istediği şeyleri yapmasını engellemek psikolojik şiddet türleri arasındadır. Özellikle en çok görülen durum kişiyi sürekli başkaları ile kıyaslamaktır.

Psikolojik şiddet farkına varılması zor olan ve kişinin suçlu, kendine güvensiz ve çaresiz hissetmesine neden olan bir şiddet türüdür. Psikolojik şiddete özellikle uzun süre maruz kalan kişilerde stres bozukluğu, bağımlılık ve depresyon gibi etkileri çok uzun seneler devam eden durumlar ortaya çıkabilir. İnsanın ruhsal sağlığını tehlikeye atan psikolojik şiddet, araştırmada çıkan sonuçlara göre fiziksel şiddetten daha fazla uygulanıyor. Her 3 kişiden 1’i hayatında en az bir defa psikolojik şiddete maruz kaldığını belirtti. Psikolojik şiddet gördüğünü belirten kadınların oranı, erkeklerin 2 katı.

Araştırmada katılımcılara psikolojik şiddete uğrayıp uğramadıkları, psikolojik şiddetin tanımı verilmeden ve daha sonra verilerek 2 defa soruldu. Tanımını görmeden psikolojik şiddet gördüğünü ifade edenlerin oranı %30 iken, paylaşılan metinden sonra bu oran %34’e çıktı. Bu değişim gösteriyor ki psikolojik şiddetin ne olduğu üzerine bilgilendirilmemiş bir birey, maruz kaldığı psikolojik şiddetin farkında olmayabilir.



Psikolojik şiddet gören kişilerin arasında en yaygın görülen durum, bu konuyu kimseyle paylaşmamaları. Psikolojik şiddet gören her 10 kişiden 4’ü bundan kimseye bahsetmezken yaklaşık olarak 4 kişi de yakın arkadaşlarıyla paylaşıyor. Yaklaşık olarak her 3 kişiden 1’i ise durumu ailesine anlatıyor. Devlet kurumlarına (polis, yargı gibi) konuyu iletme durumu her 25 kişiden 1’inde ve sivil toplum kuruluşlarına iletme de her 100 kişiden 1’inde görülüyor.

Her 10 kişiden 6’sı psikolojik şiddeti nasıl engelleyeceğini ve böyle bir durumda nereden yardım alacağını bilmiyor. Fiziksel şiddete oranla daha çok psikolojik şiddete maruz kalınmasına rağmen, nasıl bir çözüm bulunacağı ve neler yapılabileceği hakkında daha az bilgiye sahip olduğumuz görülüyor.

Psikolojik şiddeti engelleme ve nerelerden destek alabileceğimizle ilgili bildiklerimizden oluşturulan sözcük bulutu


Sen şiddet uyguluyor musun?

Şiddet gördün mü yaklaşımı yerine şiddet uyguladın mı dediğimizde ortaya çıkan tablo daha farklı oluyor.

Kadınların %20’si eşinden veya sevgilisinden hayatında en az bir defa fiziksel şiddet gördüğünü belirtirken fiziksel şiddet uyguladığını belirten erkeklerin oranı yalnızca %9. Aradaki bu fark akıllara farklı sorular getiriyor. Fiziksel şiddet uygulayan erkek bunu itiraf etmekten utanıyor veya çekiniyor mu? Fiziksel şiddet uygulayan erkek, uyguladığı fiziksel şiddeti önemsiz bir düzeyde görüyor ve bunu yok sayıyor olabilir mi?

Erkeklerin %6’sı eşinden veya sevgilisinden hayatında en az bir defa fiziksel şiddet gördüğünü belirtirken, fiziksel şiddet uyguladığını belirten kadınların oranı %8. Bu oranlara baktığımızda ve toplumdaki hakim kültürü düşündüğümüzde akıllara farklı sorular geliyor. Erkekler fiziksel şiddet görseler de bunu gurur meselesi haline getirip söylemiyor veya ifade edemiyor olabilirler mi? Fiziksel şiddeti daha çok uygulayanlar erkekler olduğu için olaylar sırasında gördükleri fiziksel tepkileri yok mu sayıyorlar?

Eşine veya sevgiline psikolojik şiddeti sen uyguluyor musun diye baktığımızda karşımıza yine ilginç bir tablo çıkıyor. Kadınların %43’ü hayatında en az bir defa psikolojik şiddet gördüğünü belirtirken, psikolojik şiddet uyguladığını belirten erkeklerin oranı yalnızca %16.

Erkeklerin %22’si eşinden veya sevgilisinden hayatında en az bir defa psikolojik şiddet gördüğünü belirtirken, psikolojik şiddet uyguladığını belirten kadınların oranı %16.





İş hayatındaki kadın sayısı değişmeli mi?

Günümüzde kadınların eğitim olanaklarının geçmişe oranla artması ve toplum yapısının değişmesi, iş hayatında yer alan kadınların sayısını ve oranını da arttırdı. Peki gelinen noktada iş hayatına katılan kadınların oranı yeterli görülüyor mu?

Her 4 kişiden 3’ü daha fazla kadının iş hayatına katılması gerektiğini düşünüyor. Her 10 kişiden 1’i ise iş hayatına katılan kadınlarının sayısının azalmasını gerektiğini düşünüyor.

Daha çok kadının iş hayatına katılması gerektiğini ifade edenler arasında kadınlar daha ağır basarken, daha az kadının iş hayatına katılması gerektiğini ifade edenler arasında erkekler daha ağır basıyor.

Kadınların iş hayatındaki en büyük sorunu

İş hayatının herkes için birçok zorluğu var. Fakat bazı sorunlarla daha çok kadınlar karşılaşıyor.

Her 20 kişiden 9’una göre kadınların iş hayatında yaşadığı en büyük zorluk, işyerindeki temponun yanı sıra ev işlerinin de sorumluluğunu üstlenmesi. Her 20 kişiden yaklaşık 4’ü iş hayatında kadınların fiziksel tacize maruz kalmalarını 2. en önemli sorun olduğunu belirtti. 3. sırada gelen sorun ise her 20 kişiden 2’sinin belirttiği, erkeklere göre daha fazla psikolojik şiddet görmeleri oldu. Hem erkekler hem de kadınlar bu sorunların sıralamasında hemfikir.

TV’de Ben derim ki…



Gazete’de Ben derim ki…

Lütfen resimlerin görüntülenmesine izin verLütfen resimlerin görüntülenmesine izin ver
Lütfen resimlerin görüntülenmesine izin verLütfen resimlerin görüntülenmesine izin ver
Lütfen resimlerin görüntülenmesine izin verLütfen resimlerin görüntülenmesine izin ver
Lütfen resimlerin görüntülenmesine izin verLütfen resimlerin görüntülenmesine izin ver
Lütfen resimlerin görüntülenmesine izin verLütfen resimlerin görüntülenmesine izin ver


İnternet’te Ben derim ki…


Site Link

Site Link

Site Link

Site Link

Site Link

Site Link

Site Link

Site Link

Site Link

Site Link

Site Link

Site Link
Yeni AdanaGündem AdanaGözlem Gazetesi
Siber BulucuKarizma HaberKobi Postası
Balıkesir PolitikaMalatya Son SözAntalya Burada
Muğla GazetesiSakarya Yeni HaberGazete KırkÜç
Cemre GazetesiPress TürkYörem Gazete
Dumlupınar GazetesiKocaeli GazetesiCampain Türkiye
Güncel KadınMora DergisiTurkish News
Becerikli KadınTürk Haber GazetesiHaber Alfa
HaberizmaYaşam İçin GıdaHarşıt Vadisi
Yeni BirlikBayrak HaberGM Dergi
Güne BakışWin AllyHabersiz
Urfa GazetesiMedya GünlüğüFormsante
Ekonomi GazetesiÇukurova BarışPudra
Teke Tek Haberİstiklal CaddesiMarmara Gazetesi
Özgür Manşet
Bizi daha yakından takip etmek için:

8 Mart Dünya Kadınlar Günü” için 2 yorum

    1. Merhaba Ekrem Bey, değerli zamanınızı ayırıp güzel yorumlarınızı paylaşmanız, bizleri çok mutlu etti. Çok teşekkür ederiz. 🙂

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir